GEZİ STAJI – SIRBİSTAN - BELGRADE
Sırbistan gezisi benim için çok verimli oldu. AIESEC
programı ile gittiğim Sırbistan’da bir de gönüllü mimarlık yaptım. Yani hem
gezdim hem çalıştım hem de öğrendim. Ayrıca bu ilk defa uzun bir süre
yurtdışında yalnız yaşama imkanı yakalamış oldum.
Çalıştığım şirket bir sosyal yardım kuruluşu ve yurtdışından
gelen mültecilere devletin verdiği arsalarda onlara ev, aşevi, yurt vb. yapılar yapıyorlar.
22 Haziran 2015’ başlayan Sırbistan maceram 31 Temmuz 2015’te
son buldu. Çok güzel bir 6 haftaydı.
İlk olarak gittiğim ilk gün beni havalimanından aldılar ve
gelecek 6 hafta boyunca kalacağım evime götürdüler. Orada arkadaşlarımla
tanıştım ve oradan sonra çalışacağım iş yerine götürdüler. Bana ayrılmış
bilgisayarım, dolabım ve ofisim vardı. Çalışma şartlarını konuştuktan sonra o
günlük işlerimiz bitti. Çalışmaya başlamak için vaktim olduğu için şehir turu
attık.
Sırbistan’ın Belgrad şehrinde kalıyordum. Bu şehir Sırbistan’ın
başkenti olup 2 milyona yakın nüfusu vardır. Tuna ve Sava nehrinin birleştiği
yerde bulunduğundan dolayı coğrafi bir önemi vardır. Mimari olarak bakıldığında
bu coğrafyadan dolayı çıkan savaşların sebebi olarak oldukça karmaşık bir
mimari yapısı vardır. Hem Sırp mimarisini hem Osmanlı mimarisini hem de Macar
mimarisini içermektedir.
BELGRADE FORTRESS - KALEMEGDAN
Kalemegdan’ın geçmişi çok eski zamanlara dayanmaktadır. Tuna
ve Sava nehirlerinin üzerinde etkileyici bir manzaraya sahiptir. En güzel
zamanı geceleridir. Sırbistan’ın büyük kısmını görür ve gece ışıklarıyla
birlikte şiir gibidir. Belgrad Kalesi ve Kalemegdan’ı temsil eden bir Victor
anıtı vardır. Bu anıt 1928 yılında Selanik cephesinin yarıp geçilmesinin 10. Yıldönümü
amacıyla dikilmiştir. Cephenin yarılmasından biraz sonra da Bulgaristan ve
Avusturya-Macaristan teslim olmuştur.
Bu anıt 14 metre yüksekliğindedir ve kaidesi taştan
yapılmıştır. Heykel ilk olarak Terazije Meydanı’na konulmak istenmiş fakat çok
fazla çıplak bulunduğu için Kalemegdan’a konulmuştur. BElgrad’ın simgelerinden
biri olmuştur.
ZİNDAN KAPISI
15. yy’da Macarlar tarafından inşa edilmiştir. Türkler’in
Belgrad’ı fethetmesinin ardından bu ismi almıştır. Kale kapısı olarak öneminin
azalmasıyla zindan olarak kullanılmıştır. Şimdilerde turistlerin buluşma alanı
olarak kullanılıyor.
REPUBLIC SQUARE
Burası Belgrad’da insanların buluştukları ana meydandır. Ben
günde en fazla 6 defa bu meydanda
arkadaşlarımla buluştuğumu biliyorum. Her türlü ulaşım aracının illa gittiği
ana meydandır. Bu meydanda çok fazla turistin yanı sıra çok fazla da Sırp
görürsünüz ve insan sirkülasyonu gecenin 4ünde bile vardır burada.
Bu meydanda bulunan at heykeli Belgrad’ın en önemli
simgelerinden biridir. Bu heykelde Knez Mihajlova’yı atın üzerinde görürüz. Burası Sırplar arasında “horse”
olarak kısaltılmış olarak kullanılır.
KNEZ
MIHAJLOVA CADDESİ
Bu cadde
bizim İstiklal Caddesine benzer. Şehrin kalbini oluşturan bu ana cadde
araç geçişine kapalıdır ve mağaza, yemek alanı, cafeler, barlar, parfümeriler
vb. ile doludur. Ne ihtiyacınız var ise bulabilirsiniz ve şehrin omurgasını
oluşturur.
Knez Sırpçada prens demektir ve Knez Mihajlova ise Sırbistan
için önemli bir prenstir onun için de bu önemli caddenin adı Knez Mihajlova’dır.
Bu caddede yürürken Sırp mimarisini çok güzel okuyorsunuz. Çoğu binanın
üzerinde heykeller vardır. Eskidir. Rönesans unsurları içerirler.
ULUSAL MECLİS
O zamanın çok ünlü sanatçı ve ustaları tarafından yapılmış,
muhteşem bir iç mimari ve dekorasyona sahip, Rönesans unsurları ile klasik
tarzda inşa edilmiş ulusal meclisidir. Bu etkileyici bina son Sırp mimarisinin
en önemli başarılarından biridir.
NATIONAL MUSEUM
Burada genellikle
opera ve belli konserler oluyordu. Biz bu operalardan sonuncusuna denk gelerek
izleyebilme şansını yakaladık. En alt katında ise bir müze var ve bu müzede
genel olarak operalar ile ilgili bilgi vermekte ve aynı zamanda kullanılan
notalar vb. şeyler sergilenmekte. Küçük de bir barı var burada bir taraftan
şarabınızı yudumlarken bir taraftan da müzeyi gezebilirsiniz.