4 Haziran 2017 Pazar

GEZİ STAJI - FLORANSA (ARCH190)

FLORANSA GEZİSİ


Gezi stajını yapmak için bu sene Floransa’yı seçtim. Rönesansın doğum yeri olarak bilinen ve aynı zamanda İtalyan Krallığı’nın bir dönem başkentliğini yapmış olan bu şehrin benim açımdan gezilecek ve öğrenilecek güzel bir imkan olduğunu düşünüyorum. Bu şehir Arno Nehri’nin etrafında kurulu bir şehir olduğu için şehir hem gece hem de gündüz kendine aşık eden muhteşem bir şehir.
Bu geziye okuldan üç arkadaş çıktık. Üçümüz de mimarlık öğrencileri olduğumuz için hem birbirimize yararlı olduk hem de görmemiz gereken yerleri atlamamış olduk. Bu şehrin birbirinden güzel tarihi yapıları, sanat merkezleri, müzeleri ve meydanlarını gezerken çok eğlendik ve öğrendik.




Piazza del Duomo
Duomo meydanı şehrin en göz alıcı meydanı. Dar sokaklardan çıktığınız o meydan ve meydanda bulunan Duomo (Floransa Kathedrali) insanı büyüleyen bir etkiye sahip. Kathedral meydanda bütün heybetiyle yükseliyor. Kathedral, Giotto’nun Çan Kulesi, Aziz Giovanni Vaftizhanesi, Museo Dell’Opera del Duomo meydanı çevreleyen yapılar arasında.





Ponte Vecchio
Şehrin en güzel şeyi olan Ponte Vecchio ya da öteki adıyla Eski Köprü. Floransa’nın en eski ve en ünlü köprüsüdür. Günümüzde köprünün üzerinde dünyaca ünlü kuyumcular ve saatçiler vardır. Köprü Ufuzzi ve Medici Sarayı’nı birbirine bağlar. Yapılış amacı ise Medici ailesinin halka karışmadan koridordaki resimlere bakarak geçişlerini sağlamaktır. 1345 yılında inşa edilmiş olan bu köprü 2. Dünya Savaşı’nda yara almadan kalabilmiş bir de bunun üzerine sel geçirmiştir fakat hala sağlam bir şekilde ayaktadır. Köprü Arno Nehrinin üzerindedir ve muhteşem bir manzaraya sahiptir.  Özellikle geceleri dükkanlar kapandıktan sonra bile insan olan köprüde müzik çalan sokak sanatçıları ve karşınızda Arno Nehri panaromasıyla oldukça etkileyici bir mekandır.




Uffizi Galerisi
Floransa’nın dünyaca ünlü sanat galerisidir. Yapı 1560 – 1580 yılları arasında Dük I. Cosimo’nun çalışma ofisi olarak inşa edilmiştir. Mimar Vasari tarafından yapılan bina, sonrasında galeriye dönüştürülmüştür. Vasari’nin en büyük eseri olarak bilinen bu galeride kronolojik sıraya göre düzenlenmiş geniş bir koleksiyon vardır. Rönesans’ın en önemli eserlerinin de görülebileceği koleksiyon Medici Ailesi tarafından oluşturulmuştur. Burada beni en çok etkileyen eser ise Venüs’ün doğuşu olmuştur. Derslerimizde de defalarca fotoğraflarını görüp hikayesini dinlediğimiz tablo tüm heybetiyle karşımıza çıktığında etkilenmemek elde değildi.




Pitti Sarayı
Floransa’nın en büyük mimari yapısıdır. Kapısında bile o büyüklüğü ve heybetiyle sizi içine çeker. Brunelleschi tarafından tasarlanan Pitti Sarayı Luca Fancelli tarafından yapılmıştır. Pitti Ailesi için inşa edilen saray, 16. yüzyıllarda Medici Ailesi’ne satılmıştır. Bu dönemde yapıya bir avlu ve iki yan kısım eklenmiştir. Pitti Sarayı’nda beş tane önemli müze ve galeri bulunmaktadır.
Sarayın birinci katında 16. ve 17. yüzyıldan kalma önemli resimlerin görülebileceği Palatine Galerisi vardır. Bu galeride Barok ve Rönesans eserleri mevcuttur. Kronoloji ve içerik sıralamasına dikkat edilmese de yapıldığı ve tasvir ettiği dönemlerin önemi nedeniyle görülmeye değer bir galeridir. Galerinin 1 ve 5 nolu odalarındaki tavan freskleri oldukça görkemlidir. Mitoloji galeride kullanılan bir diğer öğedir. Yine birinci katta görülebilecek bir diğer kısım Kral Daireleridir ve burada 19. yüzyıl tasvirleri bulunmaktadır. Ünlü Floransalı ressamların freskleriyle dekore edildiği kraliyet dairelerinde Justus Susterman tarafından yapılan Medici portreleri görülmelidir. Beyaz ve altın renkli tavanlar oldukça gösterişlidir. Sarayın son katında Modern Sanat Galerisi vardır ve bu bölümde 19. ve 20. yüzyıl sanat eserlerini görmek mümkündür. Bu bölümde sarayın dekorasyonunda kullanılan resimler vardır. Özel koleksiyonun yanı sıra devletin bağışladığı resimler burada görülebilir. Sarayda yer alan bir diğer ilginç ve görülmeye değer bölüm Porselen Müzesi ve Kostüm Galerisi’dir. Bu kısım, 1983 yılında açılmıştır. Monarşinin kaldırılmasına kadar kraliyet ailesinin kullandığı porselen ve moda ürünleri sergilenir.




Signoria Meydanı
Kaldığımız eve çok yakın olan bu güzel meydanda çok fazla vakit geçirdik.  Açık hava müzesini andıran bu yer Floransa’nın 2. en büyük meydanıymış. Meydanın en önemli parçası Davud heykelinin bir replikası. Hafif esintili, dolunaylı bir gece elimde kahvem ile meydanı izlerken aklımdan “vay be muhteşem” diye geçirdiğimi hatırlıyorum.
Meydanda görebileceğiniz yapı ve eserler arasında meclis salonu Salone dei Cinquecento, Neptün Çeşmesi, Giambologna’nın atlı Grandük I. Cosimo heykeli ve mermerden oyulma Sabin Kadınların Kaçırılması heykeli, etrafı su perileri ile çevrili Ammannati’nin Neptün Çeşmesi, Cellini’den Perseus, Palazzo Vecchio, antik Roma heykelleri ile bezeli Loggia dei Lanzi, Loggia dei Lanzi’nin tepesinde bulunan Uffizi Kafe, Cellini’den Perseus he



ykeli bulunmaktadır. Michelangelo’nun günümüzde Accademia’da bulunan dünyaca ünlü “Davud” heykeli bu meydandan alınmıştır. Signoria Meydanı’nda heykelin bir replikası bulunmaktadır.




Piazza della Repubblica
Piazza della Repubblica, Floransa’nın ünlü meydanlarından biridir. Floransa’da alışveriş denilince akla gelen ilk yerlerden biri bu meydandır ve birçok ünlü mağazanın yanı sıra irili ufaklı butik de burada görülebilir. Şehirdeki merkezi tren ve otobüs istasyonu bu meydan yakınındadır. Buradan şehir merkezine yürüyerek ulaşmak mümkündür.
Günümüzde görülen meydan, 1890 yılında düzenlenmiş halidir. Piazza della Repubblica’nın batısında zafer takı bulunmaktadır. Meydanda bulunan en ünlü kafe Giubbe Rosse 20. yüzyıldan itibaren sanatçıların uğrak yeri haline gelmiştir. Doğusundaysa şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Rinascente görülebilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder